Velayetin kime bırakılacağı hususunun tespiti her somut olayda değişkenlik arz etmektedir. Hakim tarafların velayet hususundaki beyanları ile bağlı olmayıp, önemli olan çocuğun hangi ebeveyne bırakılması halinde, psikolojik ve fizyolojik gelişiminin sağlıklı bir şekilde sürdürüleceğidir. Burada da dikkate alınan; anne ve babanın yaşam tarzı, maddi durumları, çocukların bakılma hususu, çocuğun bakılacağı ortam,çocuğun anne ya da baba ile ilişkisi, çocuğun anne sevgisine ve şefkatine muhtaç durumda olması gibi pek çok maddi ve manevi husustur. Çocuğun kendini ifade edebilecek yaşta olması halinde mahkemece görevlendirilecek pedogoğun çocuk ile yapacağı görüşme sonucunda düzenleyeceği rapor da velayetin kimde kalacağı hususunda yol gösterecektir.Ancak genel olarak yaşı itibari ile anne bakım ve ilgisine muhtaç olan çocukların velayeti anneye bırakılmaktadır. Kesin bir yaş sınırı olmamakla birlikte uygulamada genel olarak 7 yaşına kadarki çocukların velayetleri anneye bırakılmaktadır. Ancak baba, olağanüstü hâllerde (örneğin, annenin akıl sağlığının çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek derecede bozuk olması,annenin yaşam tarzı vs.) şartları ileri sürmek ve ispat etmek koşuluyla çocuğun velayetinin kendisine bırakılmasını da talep edebilir. Velayetin bırakılması hususunda en çok yanlış bilinen konu ise; kız çocuğunun velayeti anneye, erkek çocuğununki babaya bırakılır şeklinde yaygın bir anlayıştır. Ancak bu kanı kesinlikle doğru değildir.